Sık Sorulan Sorular
Miyomlar, rahim ve rahim ağzında görülen anormal boyuttaki düz kas dokusu büyümeleridir.
Adet dönemlerinde aşırı kanama,
Kansızlık,
Karın ve rahim bölgesinde büyüme,
Cinsel ilişkide şiddetli ağrı,
Bel ve kuyruk sokumunda ağrı,
Sıklıkla idrara çıkma isteği,
Tüplerin tıkanması (bazı durumlarda miyomlar tüplerin tıkanmasına yol açabilir),
Kabızlık
Günümüzde myomların cerrahi tedavisinde özellikle kapalı ameliyatlardan çok yararlanmakta. Rahmin iç tabakasına yakınsa histeroskopi, daha derinde ve büyükse laparoskopik olarak ameliyat yapılmaktadır. Son yıllarda özellikle Robotik olarak myom ameliyatı başarıyla yapılmaktadır.
Cevap çok net; hayır. Rahim birçok vakada korunabilir. Buradaki önemli noktalardan biri ise bu ameliyat tekniklerini uygulayan cerrahın tecrübesidir. Özellikle rahmin korunduğu hastalarda cerrahi sonrası takip önemlidir.
Sıklıkla 35-40’lı yaş grubu arasında görülmektedir. Ergenlik döneminde görülme olasılığı oldukça düşük fakat yaşın ilerlemesine paralel olarak görülme sıklığı artabilir.
Miyomlarda zamanla bazı değişiklikler görülmekte ve buna ‘dejenerasyon’ denilmektedir. Birçok dejenerasyon çeşidi olmakla beraber bunlardan en önemlisi sarkomatöz dejenerasyondur. Sarkomatöz dejenerasyon miyomun artık kötü huylu bir tümör olduğunu gösterir. Normalde miyomlar iyi huylu tümörler oldukları için kanser olarak bilinmezler. Fakat sarkomatöz değişiklikler görüldüğünde miyom artık kanser olarak adlandırılır. Peki bu sarkomatöz değişiklikler ne kadar sıklıkla görülüyor? Bununla ilgili yapılmış bir çok çalışma da değişik oranlar verilmekle birlikte bir miyomda sarkom görülme oranı (kanser olma ihtimali) ortalama 500 kadında 1 olarak belirtilir. Bu ihtimal hastanın yaşı arttıkça artmaktadır. Yani genç hastalarda miyomun kötü huylu olma ihtimali daha azdır. Bir miyom iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu bunu ameliyat etmeden anlamak çok zordur. Günümüzde bazı yöntemler uygulansa da genellikle bu tanı miyom çıkartılıp patolojik olarak incelendikten sonra konulmaktadır.
Miyomlar rahimin kas tabakasından kaynaklanan iyi huylu tümörlerdir. Rahim kas tabakasından kaynaklandığı için erkekler de rahim olmadığı için erkeklerde miyom görülmez.
Miyomlar rahimden oluştukları yerlere göre cinsel hayatta bazı problemlere yol açarlar. Vajene doğmuş miyom varlığında cinsel oldukça zordur. Yine submüköz ve servikal miyomlar ilişki sırasında ağrı ve ilişki sonrasında da kanamaya yol açabilirler. İntramural ve subseröz miyomlar ise ilişki de nadiren ağrıya yol açabilse de genellikle herhangi bir şikayete yol açmazlar.
Miyomların kesin tedavisi ameliyat ile çıkarılmasıdır. Fakat ameliyat sonrasında nadiren miyomun çıkarıldığı yerden kanama görülebilir. Yine ileriye dönük en önemli problem ise gebe kalındığında miyomun çıkarıldığı yerden yırtılma olmasıdır. Bu çok önemli ve ölümcül olabilecek bir problemdir. Onun için önceden miyom ameliyatı olmuş kadınlar gebe kaldıklarında sıkı bir şekilde takip edilmelidir.
Miyomların ameliyat ile çıkarılması durumunda hasta tedavi edilmiş olur. Fakat medikal tedavi uygulandığı durumlarda tedavi en az 6 ay sürmektedir.
Miyomlar her yaştan kadında görülebileceği gibi, sıklıkla üreme çağındaki kadınlarda görülür. Menopoz sonrasında yeni miyom oluşumu çok nadir görülürken mevcut miyomların da boyutunda küçülme hatta kaybolma gözlenir. Adet görmeye başlamamış kızlarda da miyom oluşumu çok nadirdir.
Miyomlar sıklıkla adet kanamalarının yoğun ve uzun sürmesi, ağrı, kısırlık, sık idrara çıkma gibi şikayetlere yol açarlar. Tedavi edilmediği takdirde bu şikayetler giderek artar. Yoğun adet kanamalarına bağlı olarak hastada kansızlık görülür. Sık idrara çıkmaya bağlı tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları izlenir. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftte psikolojik problemlere yol açabilir. Yine nadiren miyomların kötü huylu (sarkom) olma durumunda hastalığın evresi giderek ilerler.